ÖĞRENMEYİ ÖĞRENDİNİZ Mİ? Sınav başarısı dediğimiz şey, aslında birbirinden farklı derslerin ve bu derslere ait içeriklerin iyi öğrenilmesine dayanıyor. Sınavda karşımıza birtakım sorular çıkıyor ve bu sorulara verdiğimiz yanıtlara bakarak öğrenme düzeyimiz belirleniyor. Öğrenme düzeyimiz, bir yükseköğretim programının puanı için yeterli görülüyor ise ve tercihlerimizde puanımızın yeteceği bölüme yer verdiyseniz kontenjanlar ölçüsünde o bölümde okumaya hak kazanıyorsunuz. Sınavdan önce birçok öğrenci kendisine “Yeterince çalıştım mı?” arkadaşlarına ise “Çalıştın mı?” sorusunu yöneltir. Sınavdan sonra ise genelde “Çok çalışmıştım; ama olmadı…” yorumu yapılır. Bu yorum sınava hazırlanan adayın “öğrenmeyi bilmediğini” gösterir. Çünkü öğrenmek ile çalışmak birbirinden farklı anlamlar içerir. Bireyin, çalıştığı halde öğrenemediği konular olabileceği gibi çalışmadan da öğrenebileceği konular bulunabilir. O zaman öncelikle bir kişinin kendisine sorması gereken soru: “Ben öğrendim mi?” olmalıdır. Bu sorunun cevabı “evet” ya da “hayır”dır. Ancak öğrendim mi sorusundan önce de kişinin kendisine “öğrenmeyi öğrendim mi?” sorusunu yöneltmesi gerekir. Meşgul olmak kolay, verimli olmak zordur. Hayatınızla ilgili kararları rastlantılara bırakırsanız, çalışmalarınızı ve başarınızı engelleyecek pek çok sebeple karşılaşırsınız. Başarıya ulaşabilmek için anlama, öğrenme ve hız kazanma çalışmalarını sistematik bir şekilde sürdürmek gerekir. Verilen bilgileri programlı ve disiplinli bir ev çalışmasıyla sürdüremeyen öğrencinin başarıya ulaşması çok güçtür. Başarının en kolay ve en kısa yolu ÇALIŞMAKTIR… Başarılı Öğrenmenin Basit Formülü: Sınav ve okul başarısını etkileyen fizyolojik, sosyo-kültürel, ekonomik ve psikolojik birçok faktör olabilir. Birçok öğrenci zamanının çoğunu ders çalışmaya ayırdığı halde başarısız olmaktan yakınır. Oysaki başarı, çalışmaya ayrılan sürenin uzunluğu ile değil, ayrılan sürenin nitelikli olarak kullanılmasıyla ilgilidir. Ders çalışmak için ayrılan sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve verim alınması için bireyin duygusal olarak ders çalışmaya hazır ve istekli olması, öğrenmenin genel prensiplerini bilmesi, çalışacağı konuya uygun teknik geliştirebilmesi ve buna uygun hareket etmesiyle mümkündür.
Kişinin öğrenmeye yeterince zaman ayırması demektir. Bazı konuları bir saatte, bazı konuları on dakikada öğrenmeniz mümkün. Bu durum, konunun özelliğinden ve sizin sahip olduğunuz önceki öğrenme yaşantılarınızdan kaynaklanır. Ayrıca aynı konuyu bazı öğrenciler 1 saatte, bazıları 45 dakikada, bazıları ise 20 dakikada öğrenebilir. Bu tamamen bireysel farklılıklarla açıklanabilir. Zamanı verimli kullanmak, sadece konuyu öğrenmek için ayrılan süreyi ifade etmez. Hangi zaman aralığının, konuyu öğrenmek için ayrıldığı da önemlidir. Zor ve karmaşık bir konu için günün son saatlerini ayırmak öğrenmeyi güçleştirir. Kolay ve sade konuları günün son saatlerinde, karmaşık ve zor konuları günün ilk saatlerinde zihin dinç iken çalışmak öğrenmeyi kolaylaştırır.
Duygusal Hazırlık: Moral ve motivasyon düzeyi, öğrenme sürecini etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Ders çalışmaya başlarken istekli başlamanız, moral düzeyinizin yüksek olması, öğrenebileceğinize inanmanız başarınızı artırır. Bu nedenle ders çalışmayı başkalarının istediği için yaparsanız hiçbir zaman ayırdığınız zamanın ve harcadığınız emeğin karşılığını alamazsınız. Öncelikle şunu düşünmelisiniz ki ayırdığınız zaman ve harcadığınız emek kendi geleceğinize yaptığınız yatırımdır. Zamanında ve doğru bir biçimde yapılan yatırımlar her zaman kar getirir. İyi bir üniversite, iyi bir bölüm ve iyi bir meslek için en iyi yatırım sınav öncesinde ayrılan zaman ve harcanan emektir. Doğru Yöntem Seçimi: Her konunun kendine özgü bir teknikle öğrenilmesi gerekebilir. Bazı konular özet çıkararak, bazı konular çok soru çözerek, bazı konular çok tekrar edilerek öğrenilebilir. Her öğrenci konunun özelliğini dikkate alarak ve kendi öğrenme biçimine uygun olarak bir strateji belirlemelidir. Bazı konuları hatırlatmak için birtakım kısa yollar tercih edilebilir. Öğrenci konuyu ilginç hâle getiren semboller ve sözcükler kullanarak hatırlamayı kolaylaştırabilir. Hepsini Bir Arada Kullanabilme Yetisi: Bir orkestrada birbirinden farklı şekilde çalınan çalgı aletleri ve birbirinden farklı çalgıcılar bulunur. Orkestra şefi çalgıların ve çalgıcıların özelliklerini bilerek ortaya hoş bir eser çıkarabilir. Ortaya çıkan hoş bir eser orkestra şefinin yönetim becerisidir. Sınava hazırlanan öğrencinin karşısına da birbirinden farklı dersler, birbirinden farklı zorluk düzeyinde konular çıkmaktadır. Bunları iyi bir şekilde yönetmek bir beceridir. Bu beceri kazanılırken elbette yanlışlar yapacaksınız. Bazen bir konuya gereğinden fazla zaman ayırdığınız, bazen bir konuyu yanlış yöntemle öğrenmeye çalıştığınız, bazen motivasyon düzeyinizi ayarlayamadığınız anlar olacak. Önemli olan bunlardan dersler çıkararak sonraki süreçleri doğru yönetebilmenizdir.
Zeka başarıda önemli faktörlerden biridir. Zeka, başarı için gerekli ancak yeterli değildir. Çok zeki insan oyunu kurallarına göre oynamazsa kaybedebileceği gibi ortalama zekaya sahip bir öğrenci oyunu kurallarına göre oynayarak başarılı olabilir. Başarı, düzenli ve planlı çalışmanın ürünüdür. Zeka ile düzenli ve planlı çalışma desteklenirse başarı kaçınılmaz olur. Üniversite sınavında karşınıza çıkan sorular sadece çok zeki kişilerin çözebileceği nitelikte değildir. Ortalama zekaya sahip bir öğrencinin çözebileceği sorulardan oluşur. Ancak gerek sınav heyecanı, gerek motivasyon düşüklüğü ve gerek uygun yöntemin belirlenemeyişi ortalama zekaya sahip birçok öğrencinin sınavda başarısız olmasına neden olur. NEREYE GİDECEĞİNİ BİLİYOR MUSUN? AMAÇLARINIZI BELİRLEYİNİZ! Nereye varacağını bilmeden yola çıkanın varabileceği bir yer yoktur. Hedefini belirleyerek çalışmaya başlayanlar, yol ne kadar uzun olursa olsun yolun sonuna geç de olsa ulaşır. Öyleyse ilk yapacağınız iş, hangi amaçla (niçin) çalışacağınızı ve öğreneceğinizi bilmek ve belirlemek olmalıdır. Her çalışma, bir amaca yönelik olmalıdır. Bu amaçlar kısa ve uzun vadeli olabilir. Bir problemin çözümünü öğrenmek, bir yazıdaki ana düşünceyi bulmak gibi amaçlar kısa vadeli amaçlardır. Amaçlarını iyi belirleyerek çalışmaya başlarsan sınıf geçmek, okulu bitirmek, sınavı kazanmak ve nihayet hayatta başarılı olmak gibi uzak amaçlarına da ulaşmış olursun. Amacını açık seçik belirlememiş bir kişi dümeni olmayan bir gemiye benzer. Gemi sürekli yol alır, içindekiler çalıştıklarını zannederler, ancak geminin akıbeti şans ve tesadüflere kalmıştır. Böyle bir gemi kayalara çarparak parçalanacağı gibi, hiç ilgisiz bir limana da gidebilir. Hiçbir rüzgâr onun için yararlı olamaz. Her çalışma, bir amacı zorunlu kılar. Bu amaçlar, bir soruyu çözmek, bir formülü kavramak, bir metindeki ana düşünceyi bulmak, karışık bir konunun ayrıntılarını kavramak olabilir. Bunları iyi belirleyerek çalışmaya başlayan kişiler, yakın amaçlara ulaşa ulaşa daha uzun amaçlarını gerçekleştirme yolunda önemli mesafeler kat ederler.
ÖZEL DERS TALEP FORMU